Paradise Lost | tr

8    0

Paradise Lost, adını 17.yüzyılda İngiliz şair John Milton’ın yazdığı epik şiirden almıştır.Şiir, düşmüş melek Lucifer’ın Adem ile Havva’yı saptırmasını ve Adem ile Havva’nın cennetten çıkarılışını konu edinen, ilk kez 1667 yılında on kitap halinde basılmış olan bir eserdir.

Grup, 1988 yılında gitarlarda Gregor Mackintosh ve Aaron Aedy, bas gitarda Stephen Edmondson, davulda Matthew Archer ve vokalde Nick Holmes’dan oluşan kadrosuyla İngiltere’nin Halifax şehrinde kurulmuştur.Günümüzde bu orijinal kadrodan yalnızca davulcu Matthew Archer grup ile birlikte değildir, diğer 4 müzisyen kuruluşundan bu yana gruptadırlar.

Paradise Lost’un 1990 debutu Lost Paradise, 91 çıkışlı Gothic ve 1992 yılına ait Shades Of God, albümleri zamanına göre oldukça farklı albümlerdir.Özellikle death metal’in oldukça popüler olduğu bu dönemde bu üç albüm gerçekten biraz sıra dışıdır..Lost Paradise ve Gothic, Paradise Lost’un doom/death metal türünü başarı ile icra ettiği ilk iki albümüdür..Lost Paradise, Paradise Lost tarihinin en sert ve agresif uzunçaları olmasının yanı sıra çok kötü bir albüm kaydına sahiptir.Grup elemanları, bu albüm için bir stüdyoya kapanmış, stüdyoyu dağıtana kadar birçok parça kaydetmiş ve içlerinden iyi olduklarını düşündüklerini seçmişler, geriye kalan parçaları da bir daha asla yayınlamamışlardır.Yıllar sonra grubun gitaristi Gregor Mackintosh Lost Paradise için şu yorumu yapmıştır: “A first album is a first album, you don't really know who you are or what you’re doing” … 1991 çıkışlı Gothic albümünün ismi ise albümdeki havayı tamamen yansıtmaktadır. Karanlık, kasvetli, uğursuz bir atmosfere sahip albüm, Gothic Metal türünün ortaya çıkmasına katkı sağlamış, hatta söz konusu türün standartlarını belirleyen önemli bir eser olmuştur.1992 yılında yayınlanan Shades of God albümünde ise grup Death/Doom metalden uzaklaşarak Gothic/Doom/Heavy metal arası bir tarz ortaya koymuştur.Grubun eski albümlerindeki sertliği ve Nick Holmes’un brutal vokalleri tamamen ortadan kaybolmamış ise de sound biraz daha melodiktir ve Nick Holmes’un vokalleri biraz daha temiz tonlardadır..Albümde yer alan Mortals Watch The Day, Daylight Torn, Pity the Sadness ve As I Die, Paradise Lost tarihinin en iyi parçalarından birkaçıdır..

1993 yılında çıkan Icon ise, grubun tarihinde o zamana kadar eşi görülmemiş yoğunlukta bir melankoli ve hüzün içeren bir gothic/doom metal albümüdür.Albümdeki gitar melodileri insanın tüylerini diken diken edecek kadar acı doludur.Vokaller aynı şekilde akılda kalıcı, insanın kalbine dokunacak kadar da hüzünlüdür.Icon, “Embers Fire,Joys Of The Emptiness,Dying Freedom,Colossal Rains,True Belief“ gibi yıllar yılı hatırlanası şarkılar içerir.Hele True Belief’deki gitar tınıları gitarist Greg Machintosh için “Bunu çalarsa anca Mackintosh çalabilir” diye bir tanımlamanın ortaya çıkmasını sağlamıştır.

1995 yılında yayınlanan Draconian Times; anlaşılması pek mümkün olmayan şarkı sözleri, parçalardaki keskin iniş-çıkışlar ve insanı etkisi altına alan inanılmaz Nick Holmes vokali ile anlaşılması oldukça zor, anladıktan sonra (Bunun için albümü en az üç-dört kere dinlemek gerekiyordu) da etkisinden kurtulabilmesi daha zor olan bir albümdü.. Bu albümde yer alan Hallowed Land, The Last Time, Forever Failure, Elusive Cure, Yearn For Change, I See Your Face gibi parçaların katkılarıyla Draconian Times, metal müzik tarihinin en çok acı veren albümlerinden biri olmayı hak etmektedir..

Paradise Lost, 1997 yılında hislerini artık sert gitar tonları ve kirli vokaller ile değil de psychodelic etkileşimler ve tertemiz vokaller ile ifade etmeye karar verdiğinde ortaya “One Second” çıktı.Grubun eski bir çok fanı albümü yeterince metal olmadığı için eleştirdi.”Nerede eski Paradise Lost?”soruları sorulmaya başlandı.Ama müziğin sertliği yerine albümün karanlık konseptine ve mükemmel müzikalitesine odaklanan Paradise Lost fanları için hazine değerindeydi albüm..Bu bağlamda yıllar sonra vokalist Nick Holmes ile bir dergide yapılan röpörtajda”Neden bir One Second daha yapmıyorsunuz?” sorusuna gurubun vokalistinin: ”Çünkü bir kez yaptık” şeklinde cevap vermesi manidardır..One Second’da klavye partisyonlarına o zamana kadar yapılmamış şekilde fazla yer verilmiştir.Parçaların nakarat kısımları da aynı şekilde daha önce olmadığı kadar melodik ve akılda kalıcıdır.Elektronik sample’lar şarkıların içine bolca yerleştirilmiştir.One Second, Say Just Words, Lydia, The Sufferer, This Cold Life, Disappear albümde en çok öne çıkan parçalardır..

1999 yılı Paradise Lost’un müzikal evriminin zirve noktasıydı.Yayınladıkları “Host” albümünde neredeyse hiç gitar kullanmayan ve tamamen elektronik öğelere yer veren Paradise Lost, nasıl oluyorsa hala kendini dinletebiliyordu.Grubun Depeche Mode’a benzetilmesi, tarzının artık dark-pop şeklini aldığı yönünde yorumlar yapılması bu döneme denk gelir.Ama yine müziğe odaklanabilen Paradise Lost dinleyicileri, “Nothing Sacred, In All Honesty, Behind The Grey, Year Of Summer”gibi parçaların tadını çıkarabilecekti..Grup, yine sadece yapmak istediği müziği yapmıştı.

Paradise Lost, Host'dan sonra bu albüm ayarında bir albüm daha üretmek yerine cılız gitarlarla ve bol efektli vokallerle “Believe In Nothing” i kaydetti.2001 senesinde çıkan bu albüm, Alternatif Rock tarzına yakın bir çizgidedir ancak içindeki şarkılar genel olarak yaratıcılıktan ve dinleyiciyi etkilemekten uzaktır..

Believe In Nothing’den bir sene sonra de yayınlanan “Symbol Of Life” albümünde grup elektro gitarları tekrar etkili biçimde kullanmaya başlamıştır.Birkaç parçada solo gitarlara yer verilmiştir.Bu bakımdan grubun, eski günlerine dönüş sinyalleri bu albümle birlikte vermeye başladığı söylenebilir.Buna rağmen elektronik müzik etkileşiminden vazgeçilmemiş, sample’lar hemen hemen her parçada kullanılmıştır.
Symbol of Life, lirikleri açısından Paradise Lost’un en karamsar albümlerinden biridir.Şarkı sözlerinde doğrudan ve yoğun biçimde intihar teması işlenmiştir.Erased, Perfect Mask, No Celebration ve albümle aynı adı taşıyan şarkı albümün öne çıkan parçalarıdır.

Grup, 2005 yılında son dönemlerinde sıklıkla kullandığı elektronik öğeleri bir önceki albüm Symbol Of Life’daki hafif endüstriyel, modern gitar soundu ile birleştirme temelinde şekillenen ve basitçe ”Paradise Lost” adı koyulan albüme imza atmıştır.Albümde, grup her zamanki karanlık havasını korumuştur.Gitarlar bir önceki albüme göre biraz daha sıkı, müzik biraz daha metale yakındır.Paradise Lost albümü, grubun Draconian Times ile One Second albümlerinin etkilerini taşıması bakımından müzikal anlamda bu iki albümün arasında bir çizgide yer alan bir çalışmadır.Don’t Belong, Grey, Forever After, Sun Fading, All You Leave Behind ve Over The Madness albümün dikkat çekici parçalarıdır.Özellikle Over The Madness’in kapanış solusu insanın tüylerini diken diken etmekte, Gregory Mackintosh’un hala neler yapabileceği göstermektedir..

2007 yılında piyasaya sürülen ”In Requiem”, grubun yeni plak şirketi Century Media Records tarafından yayınlanan ve grubun metal müziğe resmen geri döndüğünü simgeleyen bir albüm olarak raflardaki yerini alacaktır.Albümde kuvvetli biçimde Draconian Times havası hissedilmektedir.Özellikle albümün ikinci parçası Ash&Debris, sanki bu dönemde kaydedilmiş gibidir.Bazı parçaların giriş kısımları oldukça sert gitar tonları içermekte olup bu sertlik parçaların ilerleyen saniyelerinde yerini hüzünlü melodilere ve Nick Holmes’un karanlık sesine bırakmaktadır. (Söz konusu tempo değişimini en iyi özetleyen parça albümün 5.parçası olan Requiem’dir).Bazı parçalar ise tamamen Holmes’un vokali üzerine kurulmuş, enstrümanlar sanki arka plana atılmış gibidir (Praise Lamented Shade, Unreachable) Albümde bazı yerlerde orkestra başarılı bir şekilde kullanılmıştır.Özellikle grubun son yıllarda yaptığı en iyi parçalardan biri olan The Enemy’de yer alan orkestral koro şarkıya güzel bir biçimde oturmuştur.
In Requiem’de Ash & Debris, The Enemy, Requiem, Prelude to Descent ve Fallen Children gibi birçok vurucu ve akılda kalıcı parça yer almaktadır.

Paradise Lost, 12.uzunçaları olan “Faith Divides Us – Death Unites Us”’ı 2009 yılında yayınlanmıştır.Bu albüm, ilk dinleyişte grubun In Requiem’in kaldığı yerden devam ettiği havası yaratıyor olmasına rağmen soundda yine bazı değişiklikler vardır.Öncelikle grubun eski fanlarının da hoşuna gidebileceği sertlikte bir gotik metal albümüdür.Nick Holmes, temiz vokalleri ile eski albümlerde uyguladığı gırtlaktan kirli, sert vokalleri harika biçimde birleştirmeyi başarmıştır.Davullar, bazı yerlerde grubun 90’ların başındaki haline yaklaşır biçimde hızlıdır (Frailty, The Rise of Denial, Universal Dream).Parçalardaki korolar son derece vurucu olup güzel gitar melodileriyle desteklenmişlerdir.(As Horizons End ve albümle aynı ismi taşıyan parçada bunun en güzel örneklerine rastlanılabilmektedir) Paradise Lost, Faith Divides Us – Death Unites Us albümünde doom/death metalden, gothic metal’e, oradan da elektronik etkileşimli gothic rock’a ve nihayetinde tekrar gothic metal’e doğru ilerleyen kariyerinin bütün evrelerinde ürettiği materyallere parça parça yer vermiş gibidir.Bu bakımdan bir grubun tarihçesini ve geçirdiği müzikal evrimi en iyi şekilde yansıtan albüm olma özelliği taşımaktadır.
Albümün dikkat çekici parçaları As Horizons End, I Remain, Frailty, Faith Divides Us - Death Unites Us ve Last Regret’tir.

İçinde bulunduğumuz yılda grup “Tragic Idol” adındaki 13.albümünü yayınlayacaktır.. .

Tüm albümler

En iyi albümler

Benzer sanatçılar